GÜNDEMAR Araştırma’nın 20–26 Eylül 2025 tarihlerinde 60 ilde 2.235 kişiyle gerçekleştirdiği Türkiye Gündemi Eylül araştırması Filistin, Gazze krizi ve hükümetin dış politika performansıyla ilgili, kamuoyunun bakışını çarpıcı verilerle ortaya koyuyor.
Gazze krizini, dış politika yönelimini, mülteci sorununu ve hükümetin dış politika performansını ölçen GÜNDEMAR Araştırma’nın sonuçları oldukça çarpıcı. Araştırmaya katılan her 10 kişiden 8’i Filistin’e sempati duyarken, İsrail’e sempati duyanların oranı yalnızca yüzde 6.
İsrail saldırıları: Katılımcıların yüzde 44’ü HAMAS’ın Ekim 2023’te İsrail’e yaptığı saldırıyı haklı, yüzde 32’si haksız bulurken, 10 kişiden 9’u İsrail’in Gazze saldırılarını haksız buluyor.
Türkiye’nin desteği: Türkiye’nin Gazze’deki gelişmelere yönelik tepkisini katılımcıların yüzde 42’si “etkisiz”, yüzde 26’sı “yetersiz ve yanlış”, yüzde 23’ü ise “güçlü ve tutarlı” buluyor.
Dış politika yönelimi: Katılımcıların yüzde 24’ü dış politikada “Türk Dünyası ile hareket etmeyi”, yüzde 23’ü ise “kendi bağımsız çizgisinde ilerlemeyi” tercih ediyor. NATO üyeliği sorulduğunda katılımcıların yüzde 63’ünün NATO üyeliğini desteklediği görülüyor. Benzer bir destek oranı AB üyeliği için de ortaya çıkıyor.
Dış politika performansı: Katılımcıların yüzde 52’si hükümeti dış politika yönetiminde başarısız, yüzde 40’ı ise başarılı buluyor. Parti seçmenlerine göre tablo şöyle:
Katılımcıların yüzde 37’si dış politikayı en iyi yönetecek lider olarak Recep Tayyip Erdoğan’ı, yüzde 19’u Özgür Özel’i, yüzde 7’si ise Ümit Özdağ’ı görüyor.
Türkiye’nin konumu: Katılımcıların yüzde 32’si Türkiye’yi “bölgesel güç”, yüzde 20’si “küresel güç”, yüzde 24’ü ise “orta ölçekli ve sınırlı etki alanı olan ülke” olarak tanımlıyor.
Araştırmanın 20–26 Eylül 2025 tarihlerinde 60 ilde 2.235 kişiyle gerçekleştirildiğini belirten GÜNDEMAR Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Tamer Bolat, “Araştırma sonuçları Gazze ve Filistin konusunda kamuoyunun geniş bir mutabakat sergilediğini, İsrail’e yönelik tutumun ise neredeyse tamamen olumsuz olduğunu gösteriyor. Dış politikada Türk Dünyası ve bağımsız çizgi öne çıkarken, NATO ve AB üyeliklerine destek sürüyor.” dedi.
Katılımcıların yüzde 81’i Gazze’de yaşanan gelişmeleri önemli görürken, önemsiz bulanlar yalnızca yüzde 15’te kaldı. Bu tablo, krizin kamuoyunda partiler üstü bir hassasiyet yarattığını gösteriyor.
Katılımcıların yüzde 83’ü geniş bir toplumsal mutabakatla Filistin’e sempati duyduğunu belirtirken, yalnızca yüzde 10’u karşıt görüş bildirdi.
İsrail’e sempati oranı yüzde 6’da kalırken, yüzde 88 olumsuz görüş bildirdi. Bu durum, Türkiye kamuoyunda İsrail’e karşı güçlü bir tepki olduğunu ortaya koyuyor.
Katılımcıların yüzde 44’ü Hamas’ın Ekim 2023’te İsrail’e yaptığı saldırıyı haklı, yüzde 32’si haksız buldu. Bu sonuç, toplumda ciddi bir kutuplaşma olduğunu gösteriyor.
Katılımcıların yüzde 88’i İsrail’in Ekim 2023’ten bu yana Gazze’ye yönelik saldırılarını haksız görürken, yalnızca yüzde 5’i saldırıları haklı buldu. Kamuoyunda İsrail’e yönelik tepki son derece güçlü.
Katılımcıların yüzde 56’sı 7 Ekim 2023 Hamas saldırılarından sonra İsrail’in Gazze’ye asker göndermesi veya Hamas’a karşı askeri güç kullanmasını yanlış, yüzde 21’i haklı ama aşırı bulurken, yüzde 6’sı orantılı bulduğunu belirtti.
Türkiye’nin Gazze’deki gelişmelere yönelik tepkisini katılımcıların yüzde 42’si etkisiz, yüzde 26’sı yetersiz ve yanlış, yüzde 23’ü güçlü ve tutarlı buluyor. Kamuoyunda devletin tepkisine dair tatmin edici bir algı oluşmamış durumda.
Katılımcıların yüzde 24’ü Türk Dünyası/Türk Devletleri ile hareket etmeyi, yüzde 23’ü kendi bağımsız çizgisinde ilerlemeyi tercih ederken, Batı (yüzde 17) ve Doğu (yüzde 18) bloklarına yakın olma daha geride kaldı. Toplumun yönelimi milli aidiyet ve bağımsızlık vurgusunda yoğunlaşıyor.
Katılımcıların yüzde 32’si Türkiye’yi bölgesel güç, yüzde 20’si küresel güç, yüzde 24’ü orta ölçekli ülke olarak görüyor. İktidar seçmeninde küresel güç algısı daha güçlü iken, muhalefet seçmeni daha temkinli.
Türkiye genelinde katılımcıların yüzde 56’sı Türkiye’nin BM, NATO ve AB gibi uluslararası kuruluşlardaki etkinliğini “yetersiz” buluyor. Yeterli bulanların oranı yüzde 29’da kalıyor. Özellikle CHP (yüzde 69) ve İYİ Parti (yüzde 62) seçmenlerinde eleştirel bakış öne çıkarken, AK Parti (yüzde 49) ve MHP (yüzde 41) seçmenlerinde daha olumlu bir tablo görünüyor.
Katılımcıların yüzde 63’ü NATO üyeliğini desteklerken, yüzde 22’si karşı çıkıyor. DEM Parti seçmeninde destek düşük seviyede.
Katılımcıların yüzde 60’ı AB üyelik sürecinin sürmesini isterken, yüzde 25’i karşı çıkıyor. Bu tablo, AB sürecine yönelik ihtiyatlı ama çoğunluk desteğinin korunduğunu gösteriyor.
Katılımcıların yüzde 56’sı Suriyelilerin “tümü gönderilmeli”, yüzde 25’i “yalnızca nitelikliler kalmalı” dedi. Entegrasyonu savunanlar yalnızca yüzde 8’de kaldı. Toplumda baskın talep geri dönüş yönünde.
Katılımcıların yüzde 52’si dış politika yönetimi konusunda hükümeti başarısız, yüzde 40’ı başarılı buldu. İktidar seçmeni destek verirken, muhalefet seçmeni ağır eleştiriyor.
“Sizce iktidar mı, muhalefet mi dış politikayı daha iyi yönetebilir?” sorusuna katılımcıların yüzde 36’sı iktidar, yüzde 23’ü muhalefet, yüzde 28’i“hiçbiri” yanıtını verdi.
Genel tablo güvenin dağınık olduğunu gösterse de, en güçlü blok iktidar seçmeni. AK Parti seçmeninin yüzde 65’i, MHP seçmeninin yüzde 62’si dış politikayı en iyi yönetecek tarafın iktidar olduğunu düşünüyor. Muhalefet cephesinde ise en yüksek oran CHP’de yüzde 43’te kalırken, İYİ Parti (yüzde 58)ve DEM Parti (yüzde 55) seçmeninde çoğunluk “hiçbiri” yanıtını verdi. Bu tablo, dış politikada kurumsal güvenin hâlen iktidar etrafında toplandığını ortaya koyuyor.
Katılımcılar dış politika yönetimi için yüzde 34 AK Parti, yüzde 21 CHP dedi. Diğer partilerin oranları yüzde 5’in altında kaldı.
Bu sonuç, kamuoyunda dış politikada en güçlü güven adresinin AK Parti olduğunu gösteriyor. CHP ikinci sırada yer alsa da, oran farkı dikkat çekiyor. DEM Parti (yüzde 5), Zafer Partisi (yüzde 5) ve diğer partilerin düşük düzeyde kalması, muhalefetin dış politika alanında iktidara alternatif üretme kapasitesinin sınırlı görüldüğüne işaret ediyor.
Katılımcıların yüzde 37’si dış politikayı en iyi yönetecek lider olarak Recep Tayyip Erdoğan’ı gösterdi. En yakın rakibi Özgür Özel yüzde 19’da kalırken, Ümit Özdağ yüzde 7 oranıyla üçüncü sırada yer aldı.
Bu sonuç, Erdoğan’ın dış politika liderliğinde rakiplerinden neredeyse iki kat daha yüksek destek aldığını ortaya koyuyor. Muhalefet cephesinde Özgür Özel’in öne çıkması dikkat çekse de, aradaki fark büyük.
Araştırma Adı: Türkiye Gündemi Araştırması Eylül 2025
Araştırmayı Yapan Kurum: Gündemar Araştırma
Araştırma Tarihi: 20 – 26 Eylül 2025
AraştırmaYöntemi: CATI (Bilgisayar Destekli Telefonla Görüşme) ve CAWI (Bilgisayar Destekli Çevrimiçi Anket) yöntemleri bir arada
Evren: Türkiye’de yaşayan 18 yaş ve üzeri yetişkin nüfus
Kapsam: Türkiye geneli 60 il
Örneklem Büyüklüğü: 2235 kişi
Örnekleme Yöntemi: Mahalle/köy büyüklüğü, eğitim düzeyi ve geçmiş seçim sonuçlarına dayalı tabakalı örnekleme
Güven Aralığı: %95
Hata Payı: ±%2,07